Harmanlı Soykırımı’nı (16-17 Ocak 1878) Hatırlarken…

Yorum

Aliya İzzetbegoviç "ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın, çünkü unutulan soykırım tekrarlanır" derken geleceğe çok önemli bir öğütte bulunuyordu. Srebrenitsa’da yaşananlar bir hamaset tohumu değil gelecek nesiller için bu yüzden önemli bir dersti....

Aliya İzzetbegoviç ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın, çünkü unutulan soykırım tekrarlanır derken geleceğe çok önemli bir öğütte bulunuyordu. Srebrenitsa’da yaşananlar bir hamaset tohumu değil gelecek nesiller için bu yüzden önemli bir dersti. Dolayısı ile belleğin canlı tutulması, acıların anılması ve tarihin bize söylediklerinin yeniden gözden geçirilmesi şart. Tıpkı bugünlerde yıldönümü olan 16-17 Ocak 1878’de Harmanlı’da Rumeli Türkleri’nin soykırımı gibi.

1876 yılı Osmanlı idaresi için oldukça kötü bir zaman denk geliyordu. Padişah Abdülmecid döneminden itibaren giderek artan harcamalar ile dış borç artmış, artan borcun kapatılabilmesi için de özellikle Rumeli topraklarından alınan vergiler ağırlaştırılmıştı. Bu durum yeteri kadar hoşnutsuzluk yaratmamış gibi bir de Rusların, topraklarından sürgün ettiği Çerkes ve Abhaz Müslümanların buraya yerleştirilmesi ile bölgedeki gerilim tırmanmış; 1876’da Bulgar isyanı ile yaşananlar bir hayat memat meselesine dönüşmüştü. İsyan elbette bastırılmış ancak yaşananlar sonunda Bulgarlara karşı Batı’da güçlü bir sempati oluşmuş ve buradaki Türk İslam nüfus yok sayılarak isyancı Bulgarlar her açıdan desteklenmeye başlanmıştı. Bulgarlara gösterilen teveccüh! bu kez Sırpları harekete geçirmiş ve 30 Haziran 1876’da onlar da Osmanlı idaresine karşı bir savaş ilan etmişlerdi.

Şüphesizdir ki; ne Bulgarlar ne de Sırplar bir Batılı destek olmadan böyle bir cüret gösteremezdi. Zaten çok geçmeden de Avrupa kamuoyu Sırplara bekledikleri desteği vermeye başladılar. Rus Çarı II. Aleksandır ve Prens Gorçakov hemen Avusturya Macaristan İmparatoru Franz Joseph’e başvurarak Osmanlı’ya karşı bir ittifak teklifinde dahi bulundular bu dönemde. Avusturya bu çağrıya cevap vermese de Sırp birlikleri içerisindeki Rus askerlerin varlıkları savaş bitene dek kayıtlarda yer buldu. Sonrası malum. Yeni bir Rus Savaşı’na evirilen süreç Tersane Konferansı ve yeni padişah II. Abdülhamit’in ilan ettiği Meşrutiyet idaresi ile yumuşatılmak istense de Kırım Harbi’nin acısını çıkarmak isteyen Rusya için savaş kaçınılmazdı. Çok geçmeden de Londra Protokolü gibi bir provakatif metnin doğal olarak Osmanlı idaresince kabul edilmemesi ile 24 Nisan’da Eflak ve Boğdan’a girerek Osmanlı idaresine savaş açmaktan geri durmadılar. Rumenler, Sırplar ve Bulgar isyancılar da çok geçmeden Ruslar yanında savaşa girince Rumeli’de Balkan Savaşları öncesi bir Balkan savaşı patlak vermiş oldu. Harmanlı soykırımı da bu savaşın en can alıcı evresinde tarihe bir kara leke olarak geçti.

Savaşın Tuna Cephesi olarak bilinen kısmında, 17 Ocak’ta gerçekleşen Filibe Muharebesi, Harmanlı katliamının başladığı yerdir. Zira Rus general İosip Gurko’nun komutasındaki Rus birliklerinin Şıpka geçidinde aldıkları galibiyet sonrasında İstanbul’a yönelmeleri ile Süleyman Hüsnü Paşa kumandasındaki Filibe kalesi ile karşı karşıya kalmışlardı. Aleksandır Burago’nun birlikleri burada Süleyman Paşa’yı yenilgiye uğratıp onu İstanbul’a doğru geri çekilmeye zorlayınca bölgedeki Türkler de Rus birliklerinin hedefi haline gelmişlerdi. F. V. Greene’nin The Russian Army and Its Campaigns in Turkey in 1877-1878 adlı eserinde verdiği bilgilere göre 20.000’den fazla karavan ile 100.000’den fazla Türk, Süleyman Paşa ile İstanbul’a doğru çekilmeye başladı bu sırada. Bu büyüklükteki bir insan grubunun sadece geri çekilişi bile yeteri kadar büyük bir kaos oluştururken Rus birliklerinin sivillere saldırısı hadiseyi tam manası ile bir insan avına çevirdi.

Bugün, Harmanlı, Filibe’den Edirne yönünde Hasköy’e bağlı bir kasaba olarak varlığını sürdürmekte. Bahse konu geri çekiliş sırasında Doğu’dan gelen bir Rus keşif grubunun buradaki Türk muhacereti ile karşılaşması tarihin sayılı katliamlarından biri ile karşı karşıya bıraktı insanlığı. 17 Ocak’ta Harmanlı’ya giren Rus süvari birliği tam bir soykırıma girişti. Muhacir grubun önemli bir kısmı öküz arabalarını çeken kadınlardı ve Rus birliklerinden hızla kaçmaları mümkün değildi. Dağlara ulaşanların önemli bir kısmı buralarda donarak can verdi. Yaşlı, çocuk ve kadınlardan oluşan grubun geride kalanları ise Ruslar tarafından katledildiler. Nedim İpek’in Rumeli’den Anadolu’ya Türk Göçleri isimli eserinde kaynaklara dayanarak verdiği bilgilere göre bu bir gün içerisinde 15.000-20.000 kişilik Türk İslam muhaciri burada şehit edildiler. İngiliz Dışişleri Bakanlığı raporlarında özellikle son çare olarak Meriç nehrinin soğuk sularına atlayan insanların burada boğularak ya da donarak öldükleri anlatılırken Rus askerlerinin zaten ölmüş Türklerin cesetleri üzerinde bile atları gezdikleri de nakledilir. Rus General Mihail Skobelev ile buraya gelen Fransız gazeteci Dick de Lonlay’in Bulgaristan'da 1877-1878 Savaş Ve Seyahat Anıları isimli eserindeki “Filibe-Edirne yolu boyunca donmuş insan cesetleri vardı. Sade Hasköy'de 600 donmuş ceset gördüm“, “Birlikte donmuş aileler gördüm: Üstte anne altta çocukların cesetleri vardı. Anne kendini soğuğa siper etmişti ama hiçbiri kurtulamamıştı“ ve “'5-6 kişinin sarılmış bir şekilde donmuş olduklarını gördüm. Sarılarak birbirlerini ısıtmaya çalışmış olmalılar“ gibi notları bu katliamın neden bir soykırım olarak değerlendirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyar. Mahmud Celaleddin Paşa, Mir’at-ı Hakikatında, Ruslar Harmanlı’yı insan mezbahasına çevirdiler der.

93 Harbi’nin birçoklarına göre en büyük katliamı olarak kayıtlara geçen Harmanlı katliamı şüphesizdir ki evvela Rumeli Türklüğü’nün sonrasında da tüm Türk dünyasının bitmeyen çilesinin nişanesidir. Ve şüphesiz ki bugün halen bölgede var olmaya çalışan Türklerin mücadelesinin doğru anlaşılabilmesi için Harmanlı’da, Hasköy’de ve diğer Rumeli topraklarında yaşanan soykırım hadiselerinin bellekte tutulması şarttır.
Harmanlı’nın şehitlerini rahmetle anıyoruz…

Not. Bu yazıya yaptığı katkı dolayısı ile öğrencim Cengizhan Arslan’a teşekkürü bir borç bilirim.
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2811 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 654
TASAM Asya 100 1131
TASAM Avrupa 23 659
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 300
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1413 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 628
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1307 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 521
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2065 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2065

BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) küresel sistemde yükselen güçlerin sesi olma iddiasıyla ortaya çıkan ve özellikle Küresel Güney’in taleplerine dikkat çekmeyi amaçlayan önemli bir platformdur. Ancak bu yapının halen tam anlamıyla kurumsal bir uluslararası örgüt olmadığı açıkça...;

Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı ve farklı coğrafyalar ve güç blokları ile siyasi/diplomatik, ekonomik, toplumsal ve kültürel ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan iddialı dış politikasına yönelik özellikle Batı dünyasında ciddi eleştiriler bulunmaktadır. Bu eleştiriler, Türkiye’nin köklü dış polit...;

Savunma sanayi, ulusal güvenlik ve stratejik bağımsızlık açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu sektörün etkinliği, teknolojik yenilikler ve Ar-Ge yatırımları ile doğrudan ilişkilidir. Ar-Ge faaliyetleri, savunma sistemlerinin ve teknolojilerinin yenilenmesi ve geliştirilmesiyle hem savunma yetenek...;

Yüzyılın başından beri ABD, Hindistan'ın büyük bir güç olarak yükselmesine yardımcı etmeye çalışmıştır. George W. Bush'un başkanlığında Washington, Yeni Delhi ile ülkenin tartışmalı nükleer silah geliştirme çalışmalarına rağmen Hindistan'ın sivil nükleer programını destekleyen büyük bir anlaşmayı ka...;

13 Haziran 2025 tarihinden bu yana İsrail İran savaşı, hava vasıtaları ile devam ediyor. Savaşın nedenleri arasında Büyük İsrail Projesi, İran’ın nükleer silaha sahip olmasını önlemek, İran’da rejim değişikliğini sağlamak gibi rasyonel olmayan nedenler öne çıkıyor. Sabahtan akşama kadar televi...;

İsrail'in, BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi olan İran'a yönelik ani saldırısı ve sonrasında İran'ın kuvvetli mukabelesi tam ölçekli bir bölgesel savaşa dönüşme riski taşırken gözler İran'ın yanında durmaya özen gösteren Çin'e çevrilmiş durumda.;

İsrail’in bugün sabah İran’a yaptığı saldırılar, Batının savaş anlayışının ve genel olarak istihbarat doktrin ve uygulamalarında gelinen aşamanın son örneğini oluşturuyor. Bunlara Batılı diyoruz çünkü bu çalışmalar başta ABD olmak üzere pek çok NATO ülkesi ve İsrail ile işbirliği içinde gelişti...;

Son zamanlarda, iki ABD savunma teknolojisi girişiminin (Hermeus ve Anduril) önümüzdeki yıllarda otonom uçuş yeteneklerine katkıda bulunacak önemli ilerlemeler kaydettiği ortaya çıktı. Bu yetenekler, yapay zekâ ile tamamlanan daha hızlı askeri havacılık yeteneklerine giden yolu açacak.;

3. Türkiye - ABD Forumu

Türkiye - ABD Forumu bu amaçla oluşturulmuştur. Karşılıklı gerçekleştirilecek Forum’un; aktif ve proaktif müzakerelerle Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin güçlenmesine katkı yapması, ikili ve çok taraflı menfaatleri karşılıklı yükseltecek fırsatlar ve fikirleri ortaya koyan bir platform olarak hizmet sunması hedeflenmiştir.

  • 14 Ağu 2017 - 17 Ağu 2017
  • Washington - ABD

3. Türkiye - Pakistan Yuvarlak Masa Toplantısı

  • 06 Şub 2020 - 06 Şub 2020
  • CVK Park Bosphorus Oteli -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - Pakistan Yuvarlak Masa Toplantısı - 2

  • 10 Eki 2019 - 10 Eki 2019
  • TASAM Merkez Ofisi -
  • İstanbul - Türkiye

İstanbul Güvenlik Konferansı 2018 Danışma Kurulu Toplantısı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) ve Nişantaşı Üniversitesi tarafından

  • 24 Nis 2018 - 24 Nis 2018
  • TASAM -
  • İstanbul - Türkiye

İstanbul İktisat Konuşmaları - 1

İktisat yazınına katkıda bulunmuş, yaratıcı düşünceyi uygulamaya taşıyabilmiş, ülke ve küresel sorunlara cevap vermek amacıyla yenilikçi araştırmalar yapan, alanında seçkin

  • 26 Nis 2018 - 26 Nis 2018
  • Hilton Istanbul Bosphorus - 19:00
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Uzun yıllar boyunca Liberya meselesi, dünya gündemini meşgul eden bir konu olmuştur. Yaşanan İç Savaş boyunca sıklıkla çatışmalar ve ölümlerle anılan ülkenin günümüzde yeniden dirilme mücadelesi vermesi, diğer aktörler tarafından dikkatle izlenmektedir.

21. yüzyılın kuşkusuz en önemli paradigma değişimlerinden birini küreselleşme süreci oluşturuyor. Bu süreçle beraber siyasal, sosyal, ekonomik pek çok alanda köklü değişimler yaşandı, yeni yol ve yöntemler keşfedildi, eski yöntemler yeniden inşa edildi; sonuçta yepyeni bir anlayışla karşı karşıya ka...
OSZAR »